Cuma, Aralık 25, 2009

İki Kişilik Konferans




Toiche (02:37):
ben evlenmek istiyorum abi vazgeçtim kendimden
çoluguma çocuguma bakarım
saldım haberi
Toiche (02:38):
buldugunuz ilk adayla da evleniyorum
bu da böyle biline
soida (02:38):
:D
soida (02:40):
ben de o yönde düşünmüyo değilim
Toiche (02:40):
yani beynimin
düşünme diliminin
bu şekilde düşünen kısmının yüzdesi
giderek artıyor
kendimden geçtim çocuguma kocama bakıyım
lanet olsun
verin o başörtüsünü bana
Toiche (02:41):
onu takıcam

Perşembe, Aralık 17, 2009

Bildirge! Bildir Bilge!

Duvarımsın sen!
Yaşamımın bütün zamanlarını senin ellerine teslim ediyorum.
Küçük insanların büyük zamanlarından çalarken
Sokaklarda yankılanmasını istediğim şarkım eşlik ediyor her daim oldugu gibi

Düşlediklerimin aslında ne kadar uzak tavırsızlar olduğunu
Hislerini bu kadar hisselerine bağladıklarını
Kendilerine değil de Gösterişlerine doyamadıklarını
Duyumlarımı, hislerimi bir de kalbimden bir kaç damlayı nitelediğimde
Nerde olduklarını betimleyemiyorum.

Zamanın neresinde olursa olsun
Realitenin en yakın olduguna güvenip
En içtenine dayayacağım umutlarımı

Soğuk sevecen haller değil de
İçten sıcak hallerle coşuyor ruhum
Resmen yazıyorum.
Senin soyutluğunun nöronlarındayım
Benim boyutumda senin sistemin geçerli değil,
Biraz benden bişeyler eklemelisin bünyene..
Benim olmayı denemek için benimmişsin gibi davranmalısın!

Tamam mı Pakize? Şukufe? Abdulrezzak?
Şayet hala perdeniz inmediyse,
3. göz, 6. his beklemiyorum Siz gibilerden de
Belki kalan kırıntılarınız namına konuşuyorum


Ey! Siz olmanın altında kalanlar!
Önce bi' sen olmayı deneseniz..


rahatladım!

Çarşamba, Aralık 09, 2009

Senin Adın Konmayacak!

Yeni bir hayatın heyecanına kapılmaya gidiyorum
Sonra elimi eteğimi çekip
Çabaların ne kadar geride kaldıgını anımsıyarak, vazgeçiyorum
Sessiz kalmak isteyişim, anlık durgunlaşmalarım
Sebepsizliğimden değil, sonuçsuzluğumdan..

Kıymetini bilinmemiş gösterildiğim durumlar.. Hevesimi kırıp, rotamı sürekli değiştiriyor.. Kelimelerle anlaşabileceğimi umuyor, dinliyorum, anlatıyorum. Ama oyun artık karşılıklı hesaplaşmalara dönüyor gibi görünüyor. Herkes bağırsın söylemek istedigini belki daha etkili olur.

Sülükler heryere yerleşmiş,
Sürekli arındırmaya çalışsam da
Yollarını kaybetmişler
Ve tek yolun benim çıkışım oldugunu benimsemişler..

Bi' sen, bi' biz, bi' onlar olmayalım.
Bi' ben, bana yeter.
İhtiyaçtan değil,
try again!

Pazar, Kasım 29, 2009

Bir Olabilirlik

Endişe içinde bi' sokakta yürür gibi yanaşmışsın aslında. Sonra yolunu kaybetmişsin benim yüzümden olduğunu düşünerek sıkmışsın ümüğümü. Bi kez daha mı yo!

Tuhaf olabiliyorlar bazen değerliler bile..

Pazartesi, Kasım 23, 2009

Niyetliyim, Su Kullanmıyorum.

İnanır mısın varlığımın yokluğumla ilişkilendirmesi gibi bi' durum olmamasına.
Bunun gereksizliğine.
Yetin, çünkü yalnızca yetinmek için ahkam kesiyorsun hayata.

Bir kahvaltı zamanını ne derinden yaşarmışım da anlamazmışım.
Yoğunluğun boşluğu ne bet bir durummuş da sindirmek zorunda kalmışım.

İki insan düşlüyorum,
Biri dilediğini yaşayıp zaman gibi yaşlanan, yaşamayan;
Ve diğeri hep içinde kopan fırtınaları anlatmaya, değiştirmeye adamış olan hayatı..

Gülüşümü göstermek istiyorum, ama bu kez içten.
Değerinin altında biçilen kaftanı giymek yaraşır mı ki?
Zorunlulukla tercih edilen, simülatör içinde gibi hissediyorum zamanlarımı.
Biri vermiş komutu robot misali ilerliyorum, emir üzerine.

Bu şeyin düz bir yolu yok mu?
Onu tercih etmek istiyorum, yeniden doğma hakkı verseler?
Ya da doğmama?

Pazartesi, Kasım 09, 2009

Seni Seviyorum Çocuk Kadın

Gün gelicek güzel yanaklarına dokunabilecek ellerim,
Zaman geçicek zeytin karası gözlerinde göreceğim gülümsemeyi,
Bir dokunuşunla huzur, bir gülüşünle mutlu olacağım.
Sessizliğin içimde artık büyük bir ihtilal
Kopartıyor yaralarımı.

Senli zamanlarıma çekimser bakıyordum bi' zamanlar
Ama artık öyle büyüksün ki içimde.
Aynadaki yüzümden sakınıyorum,
Kendime daha bi' bakıyorum bu aralar.
Emanetini taşımak en büyük ödülüm

Sahtelikler Seçkisi' varmış operada
Gitmekle gitmemek arasında kaldım.
Yakışmaz deyip yine durdurdum içimdeki volkanları.
Taşsam nelere zarar veririm ki?

Her yerimde aynı sesi duyuyorum bu günlerde,
Bir başka hayattan bekleniyorum.
Beklemeye alıyorum burdaki hayatımı
Ahizeden konuş duyamıyorum sesini..

Seni de özlemek güzel,
Bende kaldıgın için teşekkürler minik hayat!


Seni çok seviyorum İçimdeki Kadın.

Pazar, Ekim 25, 2009

Pump Up The Jam

Sözlerimin sükut olduğu zamanlar
Bir sıcak kahveyi yalnızlığıma adadağım anlar
Rüya tiyatrosunun sunumuyla kendime kalmışlığım.
Güzel görünümlü portreler arasında
Diyardan uzaklaşmış bir insan görünüyor
Uzun zaman önce kitlenmiş sandıktan
Günümü şenlendirmek üzere çıkardığım bir kaç kare.

Zamanında hayatı dondururduk
İzlerdik ne olursa olsun takip etmek istediğimizi
Amacımız vardı en azından, yürürdük sade made.
Ben vardı, biz vardı..
Hayat vardı!..

Birşeyler oluyor, niteliğini yitiriyor birşeyler..
Kaybetmemeye çalışırken, tutamamaya alışıyorum.
Saat da bugün o kadar gürültücü ki
Beynimde hissediyorum tiktaklarını

O gün gelecek biliyorum
Kendimi bile tutamayacağım ellerimde.
Biri kuyuya taş atıp gitmişti,
Where is the others!

Cuma, Ekim 23, 2009

Bir İstanbul Hatırası

Gitmişim ben buralardan da haberim yokmuş. Uzun zamandır harap zamanlar yaşıyorum. Fethettim kendi kalemi, ne kalem alıp yazasım var ne de gelip buraya döşeyesim. Hevessiz kaldım uzun zamandır, duygusal tortularım kireç çözücüyle temizlenirse şayet, Yazmak güzel şey'dir. Dahil olmak -en kısa zamanda- en büyük lütuftur. Eve dönüşle yeni şayanlarım olacaktır. Dikte etmeden bekleyiniz.

Pazar, Ağustos 02, 2009

Karşılaştırmalı ve Mutlak Üstünlükler

Bir ruha hitap etmek sözellik gerektirirken,
Gerçek ve lirik olan düşünceleri aktaramamak en mühim telaş olur.
Bazı durumların nüksetmesi insanı çeşitli amaçsızlıklara sürükler; bir karmaşanın içerisinde buluverirsin kendini. Çelişki, her sabah uyumadan uyanmak gibidir ya da görmek ve saklanmak gibi, bilmek ve kabul etmemek gibisi de bulunur bu apostrofun. Herşey gibi olmayanın sorgusunu, analizini, tavrını tayin etmeye çalışmanın verdiği hazzı yaşamak istiyorum. Bu durum teoride gibi görünse de uygulamaya dökmek için bir zaman rassalı göz önünde bulundurulmalı diye sanıyorum. Geçmişten kalan gözlemlerle örtüşen bazı yapıları ayırt edebiliyor olmak gerekmekte. Bir fikrin oluşması zamanla gerçekleşebilecek bi' olguysa şayet, fikrin gerçekleşmesi nasıl bir dönem unsurudur; bu da tartışma konusu.


Amaçsız gibi hareket ediyorum; farkında olarak, yaşamak istediğimi yaşamak bana pahalıya mal olacak gibi görünüyor. Bu yüzden kendimi sevmeye devam ediyorum.

Perşembe, Temmuz 23, 2009

Dünyanın En Yakışıklı Erkeği #4




İtalyanımsı, babamsı velet adamsı. Hoş, güzel şeyler bunlar.

dey(ğ)iş'im #5

Kendimde yaşamak güzel şey,

I love myself. (=

Dünyanın En Yakışıklığı Erkeği #3

Çarşamba, Temmuz 15, 2009

Uyanmak İstiyorum! STOP.

Mayışık bir şekilde sızıntılarla savruluyorum. stop. Düşünce gücümü kullansam da bedenim aktifleşemiyor. stop. Sayıklıyorum. stop. Özlüyorum. stop. Boş- dolu zamanlarımı duyumsuyorum. stop. Biri beni silkelesin!.stop. Yerden, gökten veya başka bir gezegenden olabilir. stop.


Ama artık uyanayım. stop.

Perşembe, Haziran 11, 2009

Güzelliklerin Tadına Bakmak #1

Fotoğraflarına bakınca nasıl güzelse, tadınca başka bir güzelmiş Sarıgerme.
Haritadan seçilmesi kolay olan krokisine baktığında can attığın
farklı bir pencereymiş Fethiye/ Ölüdeniz.
Denizin sonsuzluğunda bir huzur serpintisi yayılıyor damarların arasından
Zevk, neşe Tanrıçası Fama' nın tadına baktım.
Muğla' da görülüp görülebilecek neler varmış dedim.
Güzel şeyler yaşamaya adıyorum ruhumu.
Bir izin koparabilirsem şayet hayattan.
Gülümsemenin bile gerçek bir yükümlülük olduğu şehirsel sorunlardan uzaklaşmak için
yapılmış zevkli bir seyahatte kurtardım bedenimi.


Yapmak istediklerim bitmiş değil, hiçbir zaman eşik değeri noktasına ulaşamayacağımı da biliyorum. Dinlediğim müzikler dahi çilekli- kavunlu kek tadı veriyor; zamanın dönüşümlerini en derinden hissettiğim bu dönemde.


Denizinin kokusu bile bir başka güzelmiş Fethiye' nin.
Bırakıp gitmek istemiyorum şirin, temiz havalı, edalı Ege' yi.

Gitmek istemiyorum karmaşanın içine..


Ve bir şarkı tavsiye ediyorum.

Deep Purple-> Lalena.

Pazar, Haziran 07, 2009

Bir Kongre

Bir güvercin konuyor masama
Bir parça ekmek diliyor benden
Ne ekmek kalmış ne emek diyorum
Bembeyaz yüzünü çeviriyor benden.


Ovuşturuyorum gözlerimi,
Uçup giderken, kayboluşunu izliyebiliyorum
Issızlaşıyor her yer
Gün batımı yaklaşıyor.


Faydaların maksimize, kayıpların minimize edildiği
Optimizasyon probleminde görüşelim.

Cuma, Haziran 05, 2009

Verebilecek Misin?

binbir zorluk sonucu web sayfama ulaştım.

birkaç hedefim var yarın saat 4' ten sonra uygulamak istediğim;
- öncelik olarak final-i cümbüşten fırlamak namına uykusuzluğun dibine vurmuş bünyemi bi' kaç milyon yıl dinlendireceğim.
- ikinci olarak deniz denilen varlığa kavuşmak adına fırlayacağım evden cumartesi günü uyanabilir isem şayet.
- üçüncül isteğim, bir olimpos ziyafeti, bir sarıgerme özlemi.
- ve sınırsız download yapmalıyım, sömürmeliyim bütün database' leri.

zibilyonluk dileklerim var aslına bakarsanız hayattan; bir kaç tanesini şiddetle arzu ediyorum.
sun bana bunları, hakettim ben bu kadarını.

yeterse yeter canım. aa.

EDİT: son anda eklemem gereken bişey çıktı: zeda' yı hazırlamak. Ama neye? =)

saygılar efendim.


Salı, Haziran 02, 2009

Dünyanın En Yakışıklı Erkeği #2

Gülümsemenin ve her tür deri ceketin en çok yakıştığı adam.
Evet evet kesinlikle öyle..

Dünyanın En Yakışıklı Erkeği #1

Cuma, Mayıs 29, 2009

dey(ğ)iş'im #4

Yelkenleri açtım,
Sınırsızlıkları atıyorum içimden
İstenilene ulaşmanın zaferini,
Zaferi yaşayanlara ithafen, kutluyorum en içten.

Tebrikler kazandınız!
Bizden bir dünya dolusu boşluk.
Sepet sepet ve tepe tepe kullanınız.

Çarşamba, Mayıs 27, 2009

dey(ğ)iş' im #3


Misread.. kendime ithaf ediyorum. Anlamlanıyorum.

http://rapidshare.de/files/47315759/02_-_Misread.mp3.html

"If you wanna be my friend
You want us to get along
Please do not expect me to
Wrap it up and keep it there
The observation I am doing could
Easily be understood
As cynical demeanour
But one of us misread...
And what do you know
It happened again

A friend is not a means
You utilize to get somewhere
Somehow I didn't notice
friendship is an end
What do you know
It happened again

How come no-one told me
All throughout history
The loneliest people
Were the ones who always spoke the truth
The ones who made a difference
By withstanding the indifference
I guess it's up to me now
Should I take that risk or just smile?

What do you know
It happened again
What do you know"

Pazar, Mayıs 24, 2009

Eşanlamlı Kütlemler

Bir kıvılcım neşrediyor!
Boncuk görünümlü ezgilerde,
Renklerden seçilmiş bir kaç notayla,
Kıyılmış kıvamlar çerçevesinde oluşturuluyor melodim.

...

Bir slogan neşrediyor!
Kırılma noktasına gelindikçe,
Raflara kaldırılmış sözlükleri,
Çekmiyor artık kanım.

..

Bir veda neşrediyor!
Yitilmişliklerin ardına sığınarak kaçan, bir veda.

..

Ve bir selam lutfediyor zaman bana,
Mürekkebinde gizli, kalemimin.

Bir Konuşmadan Alıntı

PASLANMIŞ HAYALLERİN Mİ YAŞATACAK BENİ?
DÖNÜP BAKTIĞINDA KOSKOCA BİR HİÇİZ

YENİ GÖRECEĞİN YÜZLER BUNLAR
GERİDE BIRAKTIKLARINI DÜŞÜNME

..

HAYAT ARKASI GÖRÜNTÜLER
HAYAL EDEBİLECEĞİN KADAR ÖZEL

İÇİNDEN SEÇ ÇIKAR
YARGILAMA ZAMANI
GERİYE DOĞRU GİDERKEN
BULANIKLAŞIR YÜZLER

BİR ÖRTÜ KAPLAR KALBİNİ
HİSSETTİRMEZ TUTKULARI
HERŞEY BİTMEYE BAŞLAR
YİTİRİR DUYGULARINI

BİR YUDUM HAYAL ÇEKERSİN
NEFESİNDE AKARKEN
AKLIN YANLIŞ YOLDADIR
İÇİNDE HİSSEDERKEN...

..

...

..


BIRAK BENİ
KARANLIK DÜNYAMDA IŞIK OLMAYA ÇALIŞMA
SARMIŞSA RUHUNU YALNIZLIK
GEÇİRMEZ DUVARLARINDAN BİR PARÇA BİLE UMUDU

..


ŞİŞELER DİZİLİR
YILDIZLARIN ALTINDAKİ RENKSİZ BİR GECEDE
BİR ŞARKI ÇALSA BİLE UNUTTURMAZ
GEÇMİŞİ, İZLERİ, ACIVEREN AŞKLARI


UZAKTA DEĞİLSİN ASLINDA
AMA GÜCÜM YOK İNANMAYA
HERŞEYİ SİLDİĞİN ANDA
ESKİ BİR ACI ÇARPAR RUHUNA

KENDİNE GELDİĞİNİ SANDIĞINDA
TEKRAR DÜŞERSİN O KARANLIK KUYUYA...

Cumartesi, Mayıs 23, 2009

Bu Benmişim # 1

Akıllı deli

Sizinkisi “akıllı olup bu dünyanın kahrını çekeceğime, deli olayım dünya benim kahrımı çeksin” şeklinde yapılmış gayet bilinçli bir tercih. Olaylara, durumlara baktığınız mesafe, pek çok şeyi sıradan akıllılardan daha iyi görmenizi sağlıyor. Deliliğin verdiği cesaretle gözünüzü budaktan, sözünüzü dosttan da sakınmıyorsunuz. Lakin ısrarcı da değilsiniz. Bildiğinizi söylüyor, üzerinize düşeni yapıyor, çoğu zaman kimsenin cesaret edemediği atraksiyonlar geliştiriyor, fakat başkalarını düşüncelerinizin ve eylemlerinizin doğruluğuna inandırmak için de enerji harcamıyorsunuz. Kişiliğinizin en sevdiğiniz tarafı da yaratıcılığınız. Dünya sizin oyun alanınız. Arada bir çuvalladığınız oluyor. Ama takılmıyorsunuz. Nasılsa delisiniz…

Salı, Mayıs 19, 2009

dey(ğ)iş'im #2

Hayat, bana yol göster.

Cumartesi, Mayıs 09, 2009

Hayatın Bittiği Noktada

Plansızca yapılmış bir bar seyahatinde bilindik gözler.
Planlıca yapılmış ikinci bar seyahatiyle vuku bulan sözler.
Adımlamalar, nüksedişler,
Bilinmeyenin çekiciliğiyle yaklaşması.

Hızlı sürülen bir araba,
Yanık lastik kokuları,
Bir de tırmanış yar da
Ve bir de zamansız kaygılar..

Aynaya bakmak hiç bu kadar yürek istememişti.
Kızıllaşmış gökyüzüne bakarken,
O yabancılaşmış siyahın bir parçasıydı.
Benimsenmiş uzaklığın silüetiydi, tenimde.

Amip gibi türeyen düşünceler
DNA' sı bozuk bir bedene aktarılmak istendi.
Damarları çekildi,
Bulunamıyor son kurtarış için bir yer
Ve ölümü doğuruyor bilekleri.

Gerçekçi terimler duvarda yazılı,
Duvarın rengi dönmüş,
Kimi gitmiş, kitap bırakmış monologa;
Kimi gelmiş yazmış düşüncelerini.
Hayatın bittiği noktada..

Hayat apartmanının 3. katında içmek istiyorum.

Pazar, Nisan 26, 2009

Bir Kapı Aralandığında


Bir yelkenli görünüyor uzaklarda, savruluyor, adeta bata-çıka ilerliyor.
Sahile vuran dalgalar narin yüzleri ıslatıyor,

Derken bir Rum kadınla rastlaşıyorum; tanışıp konuşuyoruz.
Anlaşıyoruz halli-halsiz, sanki samimiyetsiz ama sıcak.



Bir adım kadar uzak bana özgürlük, yanaşıyorum, bakıyorum; derin çok derin..
Geçmiş nüanslar geliyor aklıma ve diyorum ki: hani hep merak ettiğin "sonsuzluk" şimdi ayaklarının altında..
Bu kadar yaklaşmışken doğrucu, ifadesiz, ama bi' o kadar istediğim şeye ulaşma azmi tetikliyor damarlarımı..

Etraftaki gemilerden bana bakıyorlar, beni izliyor biri; en tepede sessizce gözetleyene gülümsüyor ve kollarımı açarak atlıyorum, beni özgür kılacak sonsuzluğuma.

Keyfim kaçıyor; uzaktan gelen yelkenlinin batışını izliyorum..
"Sonunda başlangıcı gibiydi.." sözünü anımsıyorum Zafer Akkaş'ın..



Arkama bakmıyor, ilerliyorum yanıp sönen fenere doğru.
Liman aramıyorum artık, herhangi bir değişim gözlemlemek de istemiyorum.
Kendimi anlatıyorum, yine kendime dönüyorum.



"Tuhaf" kelimesine ilk sığındığım an geliyor aklıma ve şimdi söylüyorum; bitişler de en az başlangıçlar kadar tuhafmış.. Tüm yaşanmışlıklar, bana katılanlar, benden gidenler, farklılaşmalarım, hisler, sözler, hedefler, kavramlar, gerçekler.. Kararlılık örneği sergiliyorum, en yakına yazar gibi anlatıyorum; duru ve yalın.



Şarkılar silsilesine sığınıyorum, az biraz tıkanmışlık var kafesimde, geriye bakamıyorum, yüzüme vuran sulardan kurtulma çabasındayım; şimdilik.



...
Bitmeler de sorumluluk ister,
Katı olmak gerekliliktendir.
Gülümsemeler de gerçeklik payı vardır,
Limanlar da bir gün yok olur,
Sonuçlar da bir gün katlanmayı gerektirir.
Güzel günler adına sevdiğim birisine teşekkürler.

Pazar, Nisan 12, 2009

"İki Noktaların Kızı"


Bir hayat sahnesi sergileniyor gözlerimin önünde,
Ellerimle sımsıkı tuttuğum kumlar azalıyor görüyorum.
Bi' parça daha mı alsam diye eğiliyorum,
Gel-gitlerden su çekilmiş, kum çekilmiş.
Tabanlarımda birden acı hissi uyanıyor
Taşlar, çakıllar, bir kaç kesikle kanıyor yaram.
Su soğuk ilerleyemiyorum..

..

Bir çöp konteynerının etrafına örülü duvarda
Yazılabilecek en son isimdir O'nun muktedir, O'nun şahsına münhasır adı.

..

Yine bir duvar kurs çıkışlarında,
Tünelde, gecenin sesiyle soida'yla dinginleşmektir.

..

Ve yine bir duvardır seni dinleyen, cevap veremez; yetersizdir, eksiktir.
Eteklerinden dökülen usul, saygınsız ama mutaasıp bir şevk-i.

..

Yeniden bir duvardır vecizelerin döküldüğü.
Kendine kalan, kendinden gelen, kendinle gelen.


DİP NOT:Kendime sığınıyorum
=)

Bir de öneri: VEGA- Uçları Kırık
http://rapidshare.com/files/220614022/06_u_lar__k_r_k.mp3

Çarşamba, Mart 25, 2009

Serdar Keskin'dir

Serdar Keskin- Kaçış
dinlenesi, dinlendiresi buna rağmen uzak durulası şarkıdır.

http://rapidshare.de/files/46325110/07_1_._Kac__305_s.mp3.html

Salı, Mart 24, 2009

Ceteris Paribus


Bir düş şarkılardan kurulmuş,
Bir gazete haberi eskilerden kalma,
Aslında yıpratılmış bir platformda,
Sakin dramalarla eşleştirilen, ruh karmaları sonucu
Güzel görünüyordu tenin.

Haber vermeksizin kaçıyorlar her seferinde,
Zor olduğundandır tercih edilmeyişi; duygu ifadesinin.
Hırboca anlaşalım, yeknesak devam etsin haliyet-i ruhumuz.

İskelede terkedilmiş bir sandalye, tek ayağı kırılmış.
Oturulmasına izin vermiyor, biraz çabalıyor ve kıvrılıyorum yavaşça.
Ufukta derinlemesine bulut var, denize düşen damlaların sesi göğün hırlamasını bastırıyor.
Gizlenmiş bişeyler çıkmaya çalışıyor, başarıyor, son kalan damlalar da düştükten sonra
Görülüyor ki; Güneş.
En masum haliyle gülümsüyor
Uzanıyorum, dokunuyorum.
Sandalyemin ayağı düzelmiş ya da hiç kırılmamış.
Değişenleri gözlemleyince, ceteris paribus geliyor aklıma,
Diğer bütün değişkenlerin sabit kaldığı teorisi
Ve beni değiştirene odaklanmaya çalışıyorum.
Çalışacağım.

Salı, Mart 10, 2009

Niyet Mektubu

kelamlarin altında saklanan bir sır var
bütün vücut havzasını soğuran
ve yine o havzada üstü hiç açılmamış bohçaların tozu birikmiş, yıllar yılı..

..

tasvip edilene yaklaşmak
bir nevi eldekinden elini ayağını çekmeye çalışma çabalarına sevkediyor.

..

saçmalamak en tepkimeye giremeyen anlatım yoluyken,
onu seçmek nasıl bir çaresizliktir ki.

..

tek odaklı yaşanmamalı
merkeziyetçilikten uzak durmalı
elettirmemeli, elememeli.



Mendelsshon dinlenilmeli
..

Pazar, Mart 08, 2009

Dünya Kadınlar Günü'sü (1)


gel! gidelim senin olduğun yere
elimi tut bi' kez daha
belki o zaman önündeki engeller silsilesi açılır gacur gucur..

gel! konuş benimle gidemediğiz tatil kasabasında
yıllarca da olsa beklerim ben..

gel! dokun bana his demetlerin çekilmiş
kemikleşmiş adeta duyguların..

gel! bak aynaya,
yansımaların yanıltmasın seni
ben sen değilim, değildim bir zamanlar..

gel! dizinde yatır beni.
nasırlaşmış bütün dokun..

gel! öğret bana.
bildiklerim, sen bilmediklerimi anlat..

gel! sensen o gördüğüm silüet gerçek ol artık dokunduğumda içinden geçmesin ellerim..

Pazar, Şubat 22, 2009

Ya Sus!


Önemsiz görünüyor bize dikte edilmiş birçok şey,
Sürekli bir savsaklaşma hali.

..

Derli toplu, akıllı uslu, tekli çiftli,
Seçilmiş hayatları darma dağın yaşarken,
Piyonluğu keşfedip, denerken farkına varmak gerçeksel düşünlerin.

..

Şanslar büyük Varolmamış Dağ'ın altındaymış,
Lavı hareketlendircek birkaç yeraltı aktivitesi gerekli.

..

Örümcek yerdi de, ne yerdi bre Mazlum?!

..

Kullanılmamışlar diyarına giden yiğidin harcından bizde var mıdır?

Onay Verilmedi


ya biz haketmedik,
ya da yeter gördü bize verip alan,
ya da bu bi oyun, yalnızca yanlışların dogru oldugu..

Çarşamba, Şubat 04, 2009

Mutluluk ve İfadesi

mutluluk mudur ayakta tutan insanı yoksa bir lokma umut mudur?
kısmi türevi alındığında bir taşın suya düştükten sonraki izinin yansıması ve en nihayetinde dalgaların yayılımı nasıl bir dağılım gösterir?..

adım atarken bazen nefis doluluğundan; adım atamaz gibi olur ya insan, topuklarından hisseder yer çekiminin ne denli büyük bir hikmet olduğunu. hiçbir yere gitmeği göze alamaz hale gelir, tıkanır, tükenir, yorulur. bitmez. bitemez çünkü mizaç gereği.

belli zamanlarda beliren çıbanlar vardır, oluştuğu yer itibariyle insanı insanlıktan çıkarır, her şey bi' tarafa.. acı verir, can yakar. koparmak istersin, dokunduğunda tüm vücudunla hissedersin sızıyı.

karanlıktan korkarsın ama şehvet gereği merak da edersin, orda olup biteni.

çocuksundur düşer kalkar, büyürsün; kapılara tırmanırsın, ölsen canın acımaz, acısa da güler geçersin. anlıktır hüznün. çocukken istediğimiz şeyler olmadığında önce ağlar sonra da unuturduk, çünkü tamiri mümkündü isteklerimizin.. şimdiyse ya isteklerimiz büyüdü ya da..


anlamlı birşeyle ilgilenirken farklı bir tavırla yaklaşırsın hani, değişirsin bir nevi, bir odunla eşdeğer görünmemek istersin.

utandığın, ayıp taraflarını örtmek için mi elbise giyersin, yoksa amacın yalnızca görüntün müdür?


Abidin Dino'yu tanıyın. Mutluluk bazen küçük bir kelimede gizlenebilir.

Salı, Şubat 03, 2009

Felsefesitt

varoluşun analizci tavrı, oluşumun sorgulaması
türevler arası çatışmanın yansımalarından doğan
klasik hayat teorisi.
ençoklaştırılmış sisteme ayak uydururken
direktiflere boğulan çakramın aurası bozuldu.
bele kemer, kel başa şimşir tarak denir, uyum güdüsü gereği.
uyumsuzluk sonsuzluğuna giderken bir sokakta rastlaştığımız
olasılık dışı etmenler varken,
onların varlığını reddederken,
samimiyetsizlerin samimi tavrı,
açıklayıcılığı beraberinde taşımış bulunmakta.
anlamı bilinmeyenlerle anlamsızların savaştığı ortam
ve savunucular;
bu kez de yansımaları rötüşsuz aktardı(m).

stop!

kırmızı bir renk midir?

yeniden doğuşun farkında olmak vardır
sığınılmış siper edilmiş göğüsler..
özgürlükler ülkesi gereği, arşınlanmamalı yollar.

fütursuzca söylenmiş bir kaç söz ve sarfedilmiş bir ifade!
hepinin topu buysa topun simyasını incelemenin bir anlamı olmalı,
ne kadar anlam katar ki faydalanmamıza, kalanla gidenin sorgusu.

düşen bulutlar hayal ediyor
yükselmeden yerden yüksek oynuyorum beyaz, temiz, saf.
takılıyorum her seferde.
yardıma ihtiyaç duyulmadan duyulmuş sesle birleşen efektler
zamanlarımı anımsıyorum.

kırmızının önemli olduğu yerde görüşelim..

Cuma, Ocak 16, 2009

şu veya bu zamanlar


bir enerji yansıması
bir gölün fısıldaması
güvensiz, ayni zamanlar
ufuga kalan son birkaç saat
ödülü bilinen bir süreç
okunmamış kitapların, okunmuşlara olan aksi edası.

biriken beyaz kağıtlar
sonun başlangıcının bi'fiil duyurulması.

...

kayıktaki ağlar gibi karmaşık
"Rastgele" yakalanmış bir balık.

...

tadına varmışlığın humması içinde
elektronik seçkilerden bir hayat belirtisi.

zaman geçermiş...

Pazartesi, Ocak 12, 2009

I guess..

birkaç zaman önce gönderilmiş mektuplar vardı,
düşüncelerin arasında massedilmiş.
yansımaların yansımaz olduğu fırsatsızlıklarda,
his demetlerinin arasında sıkışmıştım.
geri gelişinle aydınlanacak gibi görünüyor zamandan soyutlanışlarım.

perdenin açılmasıyla güneşin son kalanları sığındı odama.
çıkmak istemiyorlar.
yatık yaylılar çalıyor, sızıntı eşliğinde keşfediyorlar dünyayı.

....

birkaç bedende ruhum.

....

trombonlar eşliğinde giriliyor masal evine.

Spring' inde anlatmak istedikleriyle,
bana anımsattıkları adına, Vivaldi' yi seviyorum.
.