Cuma, Mart 07, 2008

kedi "zozi", insan ve türevleri


hayattan haber beklemek yorucuymuş, canların telaşesinde kıvrak hamlelerle cevaplar vermeye çalışmak da öyle. endişeyle kapattıgım gözlerimi açmam da buhranla oldu. ürkek bir haldeydim uyurken, sana yazacagımı düşünerek buğulanmıştım. sabah 6.30 civarları gördügüm bir rüyaydı bana açtıran gözlerimi, sendin rüyamdaki. uyandıgımda ise ateş gibi yandıgımı farkettim. yakınlarda buldugum kagıda karaladıklarımdan sonra dalmışım: "ilk gecen, benimse ilk sabahım. uyandım erkenden hayat diye! ellerim ayaklarım alev topu gibi, içimi sıkıyor. neden böyle oldum derken sanırım sebebim belli.. gittiginden bu yana haber beklemek ulaşılamamak, ulaşamamak can yakıyor, el ayagın ne haddine...!" böyle bitirmişim bana bıraktıgın cümlelerimi halbuki biraz daha beklesem senden gelen mesajın sevinciyle uyayacakmışım. neyselerimi, keşkelerimi bırakmıştım uzun zamandır. içim az da olsa rahatladı.

bir parkın ortasında insan olanla bira içmek, şarkılar söylemek gibi... zoziyi, zozileri sevmek gibi.. ürkek, korkak, kaçan gözlerle bakan zavallı kediler gibi kıtırdata kıtırdata özlüyorum gidenlerimi...

2 ATIFLAR:

Wereyda dedi ki...

İçilen her bira, bir kedinin gözyaşıdır..

Adsız dedi ki...

her gözyaşı, candan gelenle karışır biçimsiz suratlara.