
Derken bir Rum kadınla rastlaşıyorum; tanışıp konuşuyoruz.
Anlaşıyoruz halli-halsiz, sanki samimiyetsiz ama sıcak.
Bir adım kadar uzak bana özgürlük, yanaşıyorum, bakıyorum; derin çok derin..
Geçmiş nüanslar geliyor aklıma ve diyorum ki: hani hep merak ettiğin "sonsuzluk" şimdi ayaklarının altında..
Bu kadar yaklaşmışken doğrucu, ifadesiz, ama bi' o kadar istediğim şeye ulaşma azmi tetikliyor damarlarımı..
Etraftaki gemilerden bana bakıyorlar, beni izliyor biri; en tepede sessizce gözetleyene gülümsüyor ve kollarımı açarak atlıyorum, beni özgür kılacak sonsuzluğuma.
Keyfim kaçıyor; uzaktan gelen yelkenlinin batışını izliyorum..
"Sonunda başlangıcı gibiydi.." sözünü anımsıyorum Zafer Akkaş'ın..
Arkama bakmıyor, ilerliyorum yanıp sönen fenere doğru.
Liman aramıyorum artık, herhangi bir değişim gözlemlemek de istemiyorum.
Kendimi anlatıyorum, yine kendime dönüyorum.
"Tuhaf" kelimesine ilk sığındığım an geliyor aklıma ve şimdi söylüyorum; bitişler de en az başlangıçlar kadar tuhafmış.. Tüm yaşanmışlıklar, bana katılanlar, benden gidenler, farklılaşmalarım, hisler, sözler, hedefler, kavramlar, gerçekler.. Kararlılık örneği sergiliyorum, en yakına yazar gibi anlatıyorum; duru ve yalın.
Şarkılar silsilesine sığınıyorum, az biraz tıkanmışlık var kafesimde, geriye bakamıyorum, yüzüme vuran sulardan kurtulma çabasındayım; şimdilik.