Cuma, Kasım 07, 2008

Kendim'e

Ne kadar çılgınmışız meğerse. Meğer ne kadar karamsarmış ruhlarımız. Tıkanan, tükenen, tüketenler diyarını oluşturmuş, kendimizden bi' haber olmuşuz haberimiz ola ola. Akıl hocalıkları yapmışız aynı dertten muzdarip olduğumuz halde, çevre sakinlerine. Devrik cümleler velhasıllı kelamlarımızı artırmış, pek çok suçu farkında olarak, isteyerek işlemişiz; günahkar olmak adına.
En sevdiklerimizden vazgeçmişiz bazen muktedir olana odaklanmak için. Eseğin götüne sokmusuz en sevdiğimizi, pislik bulasacağını bile bile.

Ulan diyorum geçmiştekiler hani annelerimiz, babalarımız, dedelerimiz hatta; evet. Onlar yani, düşününce nasıl da dirlik düzen çerçevesinde, kendi umutları uğruna ne adımlar atmışlar büyük deli cesaretlerle. Savunduklarından vazgeçmemişler. Aza tamah etmişlerde, yiğitliğe bok sürdürmemişler. Kelimelerim küfr-ü hicaz olsa da hüzün çağrıştırsın, herhangi bir argoluk niyetinde değilim.

Yediremiyorum yalnızca. Onlar nasıl bu kadar elde tutulur zamanlar yaşamışlar bizlerse nasıl da boşa geçirmişiz hayatımızı; sözde hayatımızı. Bize ne verdilerse beklemişiz işte, çişimizi bile geç söylemişiz. Hayat hakkı isteyenler var, mutlu olmak isteyenler var, canı sıkılan harbe gitmek isteyen, 3. dünya savaşı çıkar mı dersiniz sorusuna yanıt arayan gencolar var. İğrenç bir şaklabanlık içindeyim. Artık babam aradığında bile utanıyorum değil ki hatun kalksa gelse "Kızım neler yapmış!" dese,
cevabım: "Sen burda kal, ben yerine yatarım." olurdu sanırım, utançtan. Çok da beter değilim sanki; al işte yine aynı terane.

susmalı. İnsanım cevap verdikçe çoğalıyor yük. Bu yüzden içmiyorum.

0 ATIFLAR: