Pazartesi, Kasım 24, 2008

Samuray


Birşeyi olanı, onlandırmaya çalışanlar için söylemiş Murathan Mungan:

"çünkü sen bir samuraysın
çünkü o bir samuray
bir bulmaca gibi çıktın ortaya
parçalarını yanlış yerleştirmişler
ve sen bunun nedenini asla bilmedin
çünkü bir samuraysın çılgın savaşçı
değiştirmiyor seni takvimler
bir kılıca benziyor öne sürdüğün gövden
kaynağı belirsiz bir ışık aydınlatıyor
suyun verildiği yeri
ve bilmiyorsun kapıların ardında ne var
anlamak istemiyorsun seni bekleyeni
çünkü sen bir samuraysın
çünkü o bir samuray "

Salı, Kasım 18, 2008

BEN BUGÜN DOĞDUM İŞTE

Doğmak günü. Birey olmak. İnsan olmak. Karakter oluşturmak. Günlerden bir gündür yirmi olmak. Niceleri heyecanla beklemiştir, kimileri dönmek istemiştir; öyle bi' yaştayım. Değişen, çok da etkilendiğim bişey yok işin özü.
İlk hediyem sevdiğimden sevgi dolu bir profiterol, ikinci hediyem ise kuzumdan Çamlıca Gazozu. yediğim en güzel prof., içtiğim en tatlı gazozdu; şişesini ömür boyu saklayacağım mesela..

Ve herşeyin önemini yitirmesi, özlemek herkesi, herşeyi İstanbul'u. Aileyi, anneyi, kardeşi..
Naif insan olmaya çalışıyorum epey zorluk çekiyorum. Haydi hayırlısı.

EDİT 'i hakeden bir yazı oldu. Bu yazı saat 7 sularında yazılmıştı efendim. Ancak daha sonra Toiche kız odasına gider, içeride biricik sevgilisi bir sürü sürprizle onu beklemektedir; bir şişe şarap, iki kadeh ve özenle hazırlanmış, kalpten bir kutu. Ve maneviyatı..

Bir film Notting Hill, bir albüm ve tam da alınması niyetlenilmiş bir kitap.. Ve yine tabi ki vazgeçilmez şal arşivime bir kaç katkı daha..

Evdeki sessizlikten, sevgilideki hallerden sezinlenmeliydi ama iyi oynadılar:)
Velhasıl kelam filmi takıp, şaraplarımızdan birer yudum aldık ki Muğla' da nadir karşılaştığımız bir sarsıntı yaşadık. Evet deprem oldu.Elektrikler kesildi. Yalnızca birer yudum almıştık şaraplarımızdan, herkes gibi bizlerde sokağa döküldük ev ahalisi olaraktan. Derken Assos'a gidildi Aferim gitarı, flütü almış, mini müzik ziyafetinden sonra; hastalığım nedeniyle evimize döndük filmimizi izlerken, kocaman bol krokantlı, çikolatalı ve üzeri tam da istek üzerine muzlu bir pastayla odamıza daldılar..

Geç saatlerde üflediğim mum 20 yaşımda vatana millete nakledildi. Saklayınız efenim. E kolay değil benim 20 yaşım bir aksiyon olmalıydı. Mutluyum, her ne kadar bu duygusal cazipliklere sıcak bakmasamda; çok mutlu oldum.

Gerçekten...

Hayatımdaki anlamım Halil'e; Çamlıca için Soida'ya; saat 12 yi geçince bir çığlık odaya giren Berüş'üme; Pasta için Efe'ye sonsuz teşekkürler. Ve Hatunum, sana; sarsıntı da olsa duygularını belli ettiğin için teşekkürler..

Cuma, Kasım 07, 2008

Kendim'e

Ne kadar çılgınmışız meğerse. Meğer ne kadar karamsarmış ruhlarımız. Tıkanan, tükenen, tüketenler diyarını oluşturmuş, kendimizden bi' haber olmuşuz haberimiz ola ola. Akıl hocalıkları yapmışız aynı dertten muzdarip olduğumuz halde, çevre sakinlerine. Devrik cümleler velhasıllı kelamlarımızı artırmış, pek çok suçu farkında olarak, isteyerek işlemişiz; günahkar olmak adına.
En sevdiklerimizden vazgeçmişiz bazen muktedir olana odaklanmak için. Eseğin götüne sokmusuz en sevdiğimizi, pislik bulasacağını bile bile.

Ulan diyorum geçmiştekiler hani annelerimiz, babalarımız, dedelerimiz hatta; evet. Onlar yani, düşününce nasıl da dirlik düzen çerçevesinde, kendi umutları uğruna ne adımlar atmışlar büyük deli cesaretlerle. Savunduklarından vazgeçmemişler. Aza tamah etmişlerde, yiğitliğe bok sürdürmemişler. Kelimelerim küfr-ü hicaz olsa da hüzün çağrıştırsın, herhangi bir argoluk niyetinde değilim.

Yediremiyorum yalnızca. Onlar nasıl bu kadar elde tutulur zamanlar yaşamışlar bizlerse nasıl da boşa geçirmişiz hayatımızı; sözde hayatımızı. Bize ne verdilerse beklemişiz işte, çişimizi bile geç söylemişiz. Hayat hakkı isteyenler var, mutlu olmak isteyenler var, canı sıkılan harbe gitmek isteyen, 3. dünya savaşı çıkar mı dersiniz sorusuna yanıt arayan gencolar var. İğrenç bir şaklabanlık içindeyim. Artık babam aradığında bile utanıyorum değil ki hatun kalksa gelse "Kızım neler yapmış!" dese,
cevabım: "Sen burda kal, ben yerine yatarım." olurdu sanırım, utançtan. Çok da beter değilim sanki; al işte yine aynı terane.

susmalı. İnsanım cevap verdikçe çoğalıyor yük. Bu yüzden içmiyorum.