Pazartesi, Temmuz 07, 2008

Keşf-i Ziyaret


kişisellikten uzaklaşmıştık. gidilesi yerleri belirleme çabasında bulunmadan bi' heves akyaka'ydı yolumuz. içimize yerleştirdigimiz ufak umutlar vesile oldular keşif duygularımıza. hava kasvetli ve hiç olmadıgı kadar havasında değildi. umutla çıktık ya yola elimizi kaldırdıgımızda bize önerilenlerin hepsini yapacağımız belirlenmişti zaten, bizden habersizce. bir yol çizdik adeta bize yakın olanlardan uzaklara doğru, tecrübesiz, belli belirsiz, az kuruşlu bir yol.. savunulası yanı kıvrak hareketlerle kendimizi bulma çabamızdı. karışıktık hepimiz farklı bedenlerde, farklı ruhlarda. unutulmaya yüz tutmuşlarımızı gönderecektik elimizde kalan son parçalarıyla.

Muğla-bulut-güneş-rüzgar-yol-yol-yol-yol-yol-tecrübe-Datça-Can Yücel-deniz-2/3 lük oda-yol-Hayıtbükü-deniz-yürüyüş-Ovabükü-yol-deniz-Palamutbükü-
gençlik-
Knidos-apağçi-
Serbay-kurtuluş-yol-Datça-deniz-Muğla-tecrübe.

Can'a Şarab döktük emri üzerine..

katırtırnakları şevk verdi adımlarıma, kokladıkça anımsadım kokunu.

güvenmesek de sığındık domuz vuran tüfekli abiye, arıcı aileleriyle güldük, teyzemden kısa bir film aldık. dağda kekik topladık. Türkiye'nin en güneyi ile en batısının birleştiği yerde buluştuk hatırlamak istediklerimizle. kaybolduk da kaybetmedik umudumuzu. ay tırnaktı hep en sevilenden. eve dönüşte özendik, utandık, sıkıldık, kızdık. kıramer geliştiren amca çocukları gördük. insan -hayvanlar gördük, tepkisiz.

sadekız, wereyda, hayat...

2 ATIFLAR:

soida dedi ki...

ayın tırnak olduğu gecelerde fosur fosur uyuyan umarsız dostlar gördüm de..
cin kataba gibi gözlerim tavanda sabah ettim=)
hayatımızın en güzel günlerini hayıtbükünde deniz yosunlarına armağan ettim.

Rönesans Casusları dedi ki...

kalpten taşlar vardı pembe hayalli kızların elinde.. firadın attığı her taştaydı keder.. epeyde atmıştı zaar..

neyseki savdık başımızdan kibiri belayı..